top of page

Anne gibi değil de hizmetçi gibi mi hissediyorsun?


Gününü yeni bitirdin ve yaptığın neredeyse her şeyi çocuklarının belirlediğini fark ettin mi? Günlerini sadece çocuklarını hizmet ederek geçiriyormuş gibi mi hissediyorsun? Sanırım bütün anneler böyle! Anne olarak, çocuklarımızın istediklerini tam da istedikleri anda yapma rutinine kolayca gireriz.

Bir şey bulamazlarsa, çocuklarımız hemen kimin gelip yardım etmesini bekliyor? Susadılarsa veya açlarsa, kime sesleniyorlar? Evet, biz Anneyiz ve işimizin büyük bir kısmı ailemizle ilgilenmek ve onlara ihtiyaçları olanı vermek. Ama bunda onları hazır olda beklemekten çok daha fazlası var.


Bir anne olarak, ben de zamanımın pek çoğunu kızımın ihtiyaçlarını karşılayarak ve onun için bir şeyler yaparak geçiririm; benimki daha çok şoförlük üzerine kurulu gibi görünse de karar alıcı olmak bile zaman zaman beni çok yoruyor. Ama her anını kendinden vazgeçercesine çocuklarına bağlayan anneler, biraz bağımsızlık ve sorumluluk aşılamak için onlara bir şeyler öğretme ve onları kendi başına bir şeyler yapabilmeleri için eğitme fırsatlarını kaçırıyorlar. Hepimiz çocuklarımızı seviyoruz ve sadece mutlu olmalarını istiyoruz! Ancak, çocukların her ihtiyacını ne kadar çok karşılarsak, tutumlarının o kadar kötüleştiğini görmeliyiz. Ne kadar teslim olursak ve onlar için bir şeyler yaparsak, bizden o kadar çok şey yapmamızı beklerler. Bizden bir şeyler talep etmelerine ne kadar izin verirsek, çocuklarımız da o kadar talepkar olacaklar. Çocuklarımızın sadece onların hizmetçisi olmamıza ihtiyacı yok!


Sen Bir Annesin, Hizmetçi Değil!

Çocuklarımızın anneleri olmamıza ihtiyacı var! Evet, bir Anne çok hizmet eder, ancak Anneler hiçbir şekilde çocuklarının hizmetçisi olmamalıdır. Çünkü hizmetçi; "bir efendinin veya kişisel işverenin şahsı veya evi ile ilgili görevleri yerine getiren kişidir." Bir hizmetçinin hizmet ettiği kişi üzerinde hiçbir yetkisi yoktur. Hizmetçi çalışandır ve üzerlerinde yetki sahibi olanın yönlendirmesine uymak zorundadır. Bir hizmetçi, kendisine hizmet etmesi söylendiğinde hizmet eder.


Allah, “Rabb'in, Kendisinden başkasına kul olmamanızı, anne ve babaya iyi davranmanızı kaza etti. Eğer ikisinden birisi veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa sakın onlara "öf" deme, onlara kaba davranma. Ve ikisine de kerim şekilde konuş.” diyor. (İsra;23). Orada yetki kimde? Allah anne babaya çocukları üzerinde yetki vermiştir. Çocuklarımıza bizim üzerimizde yetki vermemiştir. Allah çocuklara ebeveynleri, onlara öncelikle iyiliği öğretmeleri, nasıl yaşayacaklarını göstermeleri, onlara neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatmaları ve onları sevmeleri için vermiştir. “ Çocuğu gitmesi gereken yola göre yetiştir; yaşlansa da ondan ayrılmaz.” İster evde eğitim alın, ister çocuklarınızı devlet veya özel okula gönderin, ebeveyn olarak siz çocuğunuzun öğretmenisiniz!



Çocukken öğrendiklerim

Çocuklara öğretilmesi gerekiyor! Arkalarını nasıl temizleyeceklerini öğrenmeleri gerekiyor. Bir şeyler için sabırla beklemeyi öğrenebilirler. Bir noktada kendi içeceklerini ve atıştırmalıklarını alabilirler. Başkalarına karşı nazik olmayı ve saygılı konuşmayı öğrenebilirler. Bu listeye daha da devam edebilirim.

Sizi bilmem ama ben çocukken “hayır” kelimesini çok duydum. Erkek kardeşim, arkadaşlarım ve ben oyuncaklarımızı temizlemek ve evin etrafında ev işleri yapmak durumundaydık. Herkese karşı saygılı ve kibar olmamız bekleniyordu. Anne babamızın istediğini sızlanmadan, şikayet etmeden hemen yapmamız bekleniyordu. Yapmadığımızda, sonuçları oldu. Ailemizin çalışma şekli buydu. Birbirimizi sevdik ve saygı duyduk. Ailemin katı olduğunu veya çok fazla şey beklediğini hiç düşünmedim. Bizi sevdiklerini ve önemsediklerini biliyordum.


Ailem mükemmel değil ve biz de mükemmel çocuklar değildik. Ama ailem bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretmek ve eğitmek için zaman ayırdı. Bize istediğimiz her şeyi vermediler veya istediğimizi yapmadılar. Çocukken bunu her zaman takdir etmemiş olabilirim. Şimdi, ben buna sonsuza dek minnettar olacağım! Çocukken her zaman istediğimi hemen elde edemeyeceğimi veya kendi başıma bir şeyler yapamayacağımı öğrenmeseydim, şu anda mutsuz bir anne olurdum biliyorum. Ne yazık ki, birçok genç yetişkinin kendileri için hala bir şeyler yapılmasını beklediğini görüyor ve üzülüyorum.

Çocuklarımızın, dünyanın sadece kendi etraflarında dönmediğini ve her şeyden sorumlu olmadıklarını anlamaları gerekir. Çocuklarımızın ne istediğini her şeyden daha önemli hale getirirsek, beklemeyi ve diğer insanların ihtiyaç duyduğu şeylere saygı duymayı asla öğrenemeyecekler. Her şeyi çocuklarımız için yaparsak asla sorumluluk öğrenemezler.


Ebeveyn olarak öğrendiklerim

Ebeveynler olarak bizler işe çocuklarımız üzerinde otorite sahibi olduğumuzun farkına vararak başlamalıyız. Çocuklarımız yeni doğmuş bebeklerken acıktıkları anda emzirirsiniz, zamanı gelince altını değiştirirsiniz, ağlayınca kucağınıza alırsınız. Bebeklerin buna ihtiyacı var. Yeni doğmuş bir bebek, bir anne olarak yaptığınız her şeyi hemen hemen dikte eder! Ancak bir noktada değişiklik yapmamız gerekiyor.

Kızım neredeyse 2 yaşındayken bile süt içerek uyumak için sürekli sorun çıkarıyordu. Ağlayarak bana komut veriyor, biberonla uyuyunca ben de başarılı olduğumu düşünüyordum. Doktorumuz bu durumun onda reflüye sebep olmaya başladığını söyleyince mantığımı değil onun gözyaşlarını dinlediğimi anladım! İşte o zaman, bebeğimizin kendisi için neyin en iyi olduğuna karar vermesine izin vermeyi bırakmanın zamanının geldiğini fark etmeye başladım. Otoriteye sahip olduğumuzu ve kızımıza gece boyunca uyumayı öğretebileceğimizi kabul etmemiz gerekiyordu. Rahatlatılabilir ve yemek yemeden uyumasına yardım edilebilirdi. Bazen çocuğunuz için en iyi olan şeyin onu o anda mutlu etmeyebileceğini öğrendik. İşimiz onları günün her anında mutlu etmek değil. Ebeveynler olarak bizim sorumluluğumuz, onlara öğretmek ve gelecekte başarı ve mutluluk için onları yetiştirmektir! Çocuklarımızın onları mutlu etmek için istediği ve ihtiyaç duyduğu her şeyi basitçe yaparsak, onları gelecekte başarısızlığa ve hayal kırıklığına hazırlamış oluruz.



Onlara nasıl öğretebiliriz?

Bence ilk adım, çocuklarımız için neyin en iyi olduğunu ve neye ihtiyaçları olduğunu belirleyebileceğimizi kabul etmemiz gerektiğidir. Gelecekte çocuklarınız için ne istediğinizi düşünün. Çocuklarınızın şimdi ve yetişkin olduklarında sizinle ve diğer insanlarla nasıl konuşmasını istersiniz? Çocuklarınızdan nasıl bir davranış görmek istersiniz? Ardından, bunu uygulama yetkisine sahip olduğunuzu kabul edin. Hayır, her zaman kolay değildir ve çocuklarınızı mahrum bırakmanız veya onlara hayır demeniz her zaman iyi hissettirmez.


O zaman çocuklarımızla kolay yolu seçmeyi bırakmak için bir seçim yapmalıyız. Onlara verdiğinizi yedirmek yerine, çocuklarınıza akşam yemeğinde daha çok sevecekleri başka bir şey vermek o anda daha kolaydır. Bazen, kızımın dağınıklığını toparlamak için onu çağırmak yerine gerçekten hızlı bir şekilde kendim yapmayı tercih ederim. Ayrıca, küçük bir çocuğa sadece istediğini vermek, ona her hayır dediğinizde hemen ardından gelen ağlama-çığlık krizleriyle uğraşmaktan her zaman çok daha kolaydır. Ancak, kolay yolu seçmek, çocuklarımıza yalnızca gerçekten sorumlu olduklarını ve ebeveyn olarak bizi gerçekten dinlemeleri ve saygı duymaları gerekmediğini öğretir.


Bu yüzden, ihtiyacınız olduğunda çocuklarınıza “hayır” demeye başlayın. Sizden istediklerinde kendilerine içecek veya atıştırmalık bir şeyler bulabiliyorlarsa, bırakın yapsınlar. Sizden onlar için bir şey yapmanızı istediklerinde ve siz meşgulseniz, çocuklarınıza “Birkaç dakika içinde işim bittiğinde sana yardım edeceğim…” demenizde bir sakınca yoktur. Eşinizle konuşurken çocuklarınız koşarak gelip size 5000 tane şey anlatırken, çocuklarınızın sohbetinizi bölmesine izin vermeyin. Çocuklarımıza (muhtemelen her gün) "Acil bir durum değilse (yani kimsenin yaralanmadığı veya kanamadığı anlamına geliyorsa), bekleyebilirsiniz" diyoruz.

Çocuklarımızla konuşur ve onlara sık sık onları dinlemek istediğimizi ve söyleyeceklerinin bizim için önemli olduğunu söyleriz, ancak bir sohbeti bölmek kabalık ve saygısızlıktır. Konuşmamın durduğu bir nokta olduğunda, çocuklarımın bana söylemek istediklerini dinlemeye önem veririm, böylece söyleyeceklerinin benim için önemli olduğunu bilsinler.


Evimizin en önemli standartlarından biri kibar ve saygılı bir şekilde konuşmak ve bir şeyler istemektir. Çocuğunuzun “Anne bana içecek bir şey verebilir misin lütfen?” demesi ile "Anne, ben içecek istiyorum." demesi arasında büyük fark vardır. Biri kibar bir soru, diğeri bir talep. İzin verilirse çocuklar çok talepkar olacaktır. Her zaman kolay değildir, ancak çocuklarınızı sizinle saygılı ve kibarca konuşmaları için eğitmek çok önemlidir. Çocuklarınız kibarca sorup teşekkür ederken kendinizi bir hizmetçiden çok bir anne gibi hissedeceksiniz! Çocuklarınızın otorite olmadığını ve sizden talepte bulunmaması gerektiğini bilin. Güzelce sormalarını sağlayın. Biraz eğitim gerektirir, ancak sonuçlar buna değer!



Comentarios


bottom of page